Connect with us

Dünya

ZENGİN TÜRK MUTFAĞI DÜNYAYA TANITILIYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türk mutfağının sağlıklı, geleneksel ve atıksız yönleriyle dünya mutfaklarında öncü bir yer edineceğini belirterek, “Bu güce inanır, el birliği yaparsak, gastrodiplomasi alanında yeni rekorlar kırabiliriz.” dedi.

Emine Erdoğan, Anadolu’nun binlerce yıllık geleneksel yemek tariflerinin ilk kez sağlıklı ve atıksız yönleriyle dünyaya açıldığı “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabının İstanbul Cam ve Billur Müzesi’ndeki tanıtım programında, böylesine heyecan verici bir projenin hayata geçtiğini görmenin gerçekten büyük mutluluk olduğunu söyledi.

Birbirinden değerli şefler ve akademisyenlerin çok titiz bir çalışma yürüttüklerini, zengin mutfak kültürünün hak ettiği yeri bulması için büyük özveri gösterdiklerini bildiren Erdoğan, bu güzide eserin hazırlanmasında emeği geçen herkese, projeyi yürüten Kültür ve Turizm Bakanlığına, destek veren Türkiye Turizm ve Tanıtım Geliştirme Ajansına (TGA) teşekkürlerini sundu.

Erdoğan, kitabın dünyanın önemli kütüphaneleri ve gastronomi raflarında yer alacağı gibi kültürel diplomasi alanında da yeni bir köprü olacağını dile getirdi.

Yemeği, “kültür”, “her toplumun milli kimliği”, “insanlar arasında iletişimi ve dostluğu pekiştiren en hızlı yol” ve “duyguların taşıyıcısı” olarak tanımlayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Doğumdan düğünlere birçok özel anı yemek kültürümüzle taçlandırırız. Etrafında toplandığımız sofralar, bizi birbirimize dost kılar. Atasözlerimizde bu tecrübeyi aktaran nice güzel söz vardır. ‘Bir kahvenin kırk yıl hatırı olması’, vefanın, sadakatin ve hoşgörünün haber cisidir. ‘Tatlı yiyip tatlı konuşmak’, mutfak kültürünün barışı tesis etmedeki gücünü ifade eder. Geleneğimizde misafire, yabancıya, yolcuya sofra kurmak, gönüller arasına asılan bir köprüdür. İkram kültürümüz dillere destandır. Böylesi bir yaşam kültürüne sahip olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız.”

Emine Erdoğan, sofraların aile bağlarını kuvvetlendirdiğini, dostluk bağlarını mayalayıp büyüttüğünü anlatarak, “Bayram sofralarının verdiği sevinci hangimiz unutabiliriz? Gurbette olduğumuzda, hiçbir şey memleket yemeğinin yerini asla tutmaz. Ekmeğin kokusu, hasretleri giderir. İşte tüm bu sebeplerle mutfak, küreselleşen dünyada özel konumunu koruyabilen nadir değerlerdendir.” ifadelerini kullandı.

“Türk mutfağı, asırlardan beri ocaktan tüten bir bilgelik birikimidir”

İletişimin yıldızının parladığı bir çağ yaşandığına değinen Erdoğan, küreselleşme ve iletişim teknolojilerinin erişimi çok kolaylaştırdığını, kültürel alışverişin herkesin deneyimi olduğunu, bu süreçte mutfağın hem bir sektör hem de bir diplomasi aracı olarak önemli roller üstlendiğini kaydetti.

Emine Erdoğan, gastrodiplomasinin son yıllarda tüm dillerde yerini aldığına dikkati çekerek, “Ulusal mutfak, toplumların yumuşak gücü olarak konumlandı. Bunun yanında, turizmin lokomotif bir kuvveti haline geldi. Metropollerde, etnik restoranlar bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Bu restoranlar aynı anda kültürel diplomasinin yürütüldüğü, yabancıların tanış olduğu mekanlardır. Bir araştırmada, farklı ülke mutfaklarına ait yiyecekleri tüketenlerin yüzde 57’sinin kültüre dair görüşlerinin olumlu yönde değiştiği saptanmış. Yabancı bir ülkeye ait restorana gittiğinizde, o ülkenin kültürüne dair büyük bir içgörü kazanırsınız. Ben de bunu yurt dışında sıklıkla tecrübe etmişimdir. Dolayısıyla lezzet dünyasında kendini ön sıralara yerleştirenlerin, tüm dünyanın kalplerini kazandıkları aşikardır.” diye konuştu.

Uluslararası platformda, hem imaj oluşturma hem de marka haline gelmenin yolunun yine mutfaktan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu kapsamda Türk mutfağına baktığımızda, elimizde ne kadar zengin bir potansiyelin olduğunu görebiliriz. Anadolu’da binlerce yıla yayılan ve birçok katmana sahip kadim bir tarihimiz var. Birçok medeniyetin doğumhanesi olmuş topraklarımızda, mutfağımızın da yüzlerce yıllık bir geçmişi var. Türk mutfağı, asırlardan beri ocaktan tüten bir bilgelik birikimidir. Her bir lokma, tarihsel deneyimimizden ve inanç dünyamızdan muhtevalar taşır. Reçetelerimiz, insanın ruh ve bedeni arasındaki hassas dengeyi gözeten şifa kaynaklarıdır. Adeta başlı başına bir eczanedir aynı zamanda. Bildiğiniz gibi, geleneksel reçetelerimizin birçoğu hekimlerle oluşturulmuşlar. Şifahanelerde hekimlerle işinde mahir aşçıların birlikteliğini görürsünüz. Oysa bugün, endüstrileşmiş küresel mutfak, insan sağlığını tehdit eder vaziyette maalesef.”

“Türk mutfağı, turşu küpleri ve sirkeleriyle şifa sunuyor “

Her yıl kronik hastalıkların sebep olduğu milyonlarca ölümün temelinde yanlış beslenme olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Türk mutfağı ise kaynayan tencerelerinde, turşu küplerinde, sirkelerinde ve şerbetlerinde her zaman şifa sunuyor. Dünyayı her gün daha çok hastalandıran fast food kültürüne karşı, yerel mutfakların çözüm merkezi haline gelmesi çok sevindirici. Bu anlamda, dünyanın her yerinde büyüyen bir ilgi var. Ben de şehir ziyaretlerimizde valilerimize, yerel yönetimlerimize, STK’larımıza bunu tavsiye ediyorum. ‘Her şehrimizin bir gastronomi kitabı rehberi olmalı’ diyorum. Türk mutfağı, yeme içme trendlerinin tümüne cevap verir durumdadır. Özellikle hızla yükselen vejetaryen yönelimler için mutfağımız sınırsız seçenekler sunmakta. Bunun yanında, kalan her parça yiyeceğin, bambaşka bir ürüne dönüşebildiği bir mucizeye sahibiz. Yani gıdanın korunması da doğal olarak gerçekleşiyor. Tabii bu da yemeği bir tüketimden öte, bir bilgeliğe dönüştürüyor. Ülkemizdeki iklim çeşitliliğinin ve verimli toprakların sunduğu yüksek bir ürün çeşitliliğimiz var. Envaiçeşit yabani ot, mantar, sebze ve meyve, mutfağımızı bir şölene çeviriyor. Kendi bölgesinde yetişen ürünlerle hazırlanan yemekler, kültürün ve tarihin portresi haline geliyor. Bu anlamda da yemeklerimizin birçoğunun coğrafi işaret alabilecek nitelikte olduğuna inanıyorum.”

İlk kez “Türk Mutfağı Haftası” ilan edildi

Emine Erdoğan, Türk mutfağının diğer ülke mutfakları arasında çok ayrı bir yeri olduğunu ancak bu şöhretin sadece birkaç çeşit yemekle sınırlı kalırsa Türk mutfağının asırlarla ölçülen tarihine büyük haksızlık olacağını düşündüğünü dile getirdi.

Türk aşçılarının başarılarının dünyaya mal olduğunu hatırlatan Erdoğan, dünyanın en önemli gastronomi yarışmalarında şampiyonluk elde etmiş gastronomi yıldızları olduğuna, Türk aşçılarının açtığı restoranlardan “Dünyanın en iyi 50 restoranı” listesine girenler bulunduğuna, “Michelin yıldızı” ve bu alanda dünyanın önde gelen ödüllerini almış aşçılar olduğuna dikkati çekti.

Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar’ın, “UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı” içerisinde bulunduğunu, abugannuş, oruk, künefe, lokum, kaymak, sucuk ve pöçün UNESCO tarafından koruma altına alınan Türk yemekleri olduğunu aktaran Erdoğan, Türk mutfağını “daha nice büyük keşiflerin yapılabileceği bir derya” olarak niteledi.

Erdoğan, aşçılığın, gençler arasında tercih edilen bir meslek olmasının da çok sevindirici olduğunu belirterek, bu zengin kültür mirasıyla çok büyük başarılara imza atacaklarından emin olduğunu ifade etti.

“Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı kitabının, Türk mutfağının dünyaya tanıtımına anlamlı bir katkı sunmasını ümit ediyorum.” diyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İlk kez, bir ‘Türk Mutfağı Haftası’ ilan edilmesini de son derece önemli buluyorum. İnşallah bu gelişme, coğrafyamızın lezzetlerle dolu güzergahlarında, muhteşem yolculukların vesilesi olacak, Türk mutfağından en kısa zamanda, büyük ve uluslararası markalar doğmasına katkı sağlayacak. Hülasa işimiz yeni başlıyor. İnanıyorum ki Türk mutfağı, sağlıklı, geleneksel ve atıksız yönleriyle dünya mutfaklarında öncü bir yer edinecek. Bu güce inanır, el birliği yaparsak, gastrodiplomasi alanında yeni rekorlar kırabiliriz.”

Kitabın hazırlanmasına katkı veren şefler ve akademisyenlere teşekkür eden Erdoğan, heyecanlarını paylaşarak aralarına katılan gastronomi sektörünün önemli temsilcilerine, medya mensuplarına ve yazarlara da şükranlarını sundu.

“Eserde, sadece yemek tarifleri değil Türk kültürüne dair ciddi bilgiler de yer alıyor”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” eserinin, bugüne kadar Türk mutfağı ile ilgili yayımlanmış en geniş çaplı ve gerçekçi eser olma özelliğine sahip olduğunu dile getirdi.

“Yakın zamanda dünyanın birçok farklı dilinde çevrilecek olan eserde, sadece yemek tarifleri değil aynı zamanda Türk kültürüne dair ciddi bilgiler de yer almaktadır.” diyen Ersoy, şöyle devam etti:

“Çünkü Türk mutfağını doğru anlamanın yolu Türk kültürünü de tanımaktan geçmektedir. Eğer Türk kültür dünyasını belirleyen ruh anlaşılabilirse işte o zaman Türk mutfağında hiçbir yiyeceğin israf edilmemesinin önemi de anlaşılmış olur. Bu ruh toplumun her alanına sirayet edip güzelleştirdiği gibi mutfağına da girip gastronomi anlayışını belirler. Mutfak sadece yenilen içilen bir yer olmaktan çıkar, nimete saygının, paylaşmanın ve şükretmenin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığı bir aleme evrilir.”

Küreselleşen dünyada bireylerin artık yerel lezzetlerin tadına bakmak için dahi olsa turizm faaliyetlerinde bulunduklarını belirten Ersoy, “Bizler de turizmin birçok alanında olduğu gibi gastronomi turizminde de etkili tanıtımlar yaparak dünya turizminin dikkatini bu alana çekiyoruz. Bu gayeyle bugün tanıtımını yaptığımız, Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı adlı eserin hayırlı olmasını diliyorum. Bizlerden desteğini esirgemeyen Sayın Hanımefendi başta olmak üzere bu çalışmaya katkı sağlayan herkese şükranlarımı arz ediyorum.” diye konuştu.

Bu arada Ersoy, Bakanlık olarak 21-27 Mayıs’ı “Türk Mutfağı Haftası” ilan etme kararı aldıklarını da duyurdu.

Konuşmaların ardından Bakan Ersoy, Emine Erdoğan’a “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabını takdim etti.

Programa, kitap danışmanları, ünlü şefler, Türk mutfağının geleneksel tatlarını yaşatan sektör temsilcileri ve gastronomi yazarları da katıldı. Gecede, Prof. Dr. Mehmet Öz’ün kitaba dair görüşlerini anlattığı video mesajı da izletildi.

Gece sonunda Emine Erdoğan ve Bakan Ersoy, katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Kitap Hakkında

Emine Erdoğan’ın öncülüğü ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde, TGA iş birliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle ünlü şef, akademisyen ve uzmanların katkılarıyla hazırlanan kitap, Türk mutfağının zenginliğini uluslararası alanda tanıtmayı amaçlıyor.

Türk mutfağının sağlıklı saklama ve pişirme teknikleri ile atıksız, ekolojik ve sürdürülebilir özelliklerine dikkatin çekildiği kitapla asırlık geleneksel tariflerin aslına uygun reçeteleri kayıt altına alınarak gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.

5 danışman ve 14 ünlü şefin katkılarıyla

Asırlık tarifleri aslına uygun reçetelerle kayıt altına alan kitabın hazırlanmasına akademisyen, uzman ve ünlü şefler destek verdi. Kitap, Prof. Dr. Mehmet Öz, Prof. Dr. Arif Bilgin, Prof. Dr. Günay Kut, Doç. Dr. Özge Samancı ve Dr. Gönül Paksoy danışmanlığında, Ebru Erke’nin koordinatörlüğünde hazırlandı.

Kitaba ünlü şefler Ali Ronay, Arda Türkmen, Aydın Demir, Cüneyt Asan, Eyüp Kemal Sevinç, Fatih Tutak, Ömür Akkor, Savaş Aydemir, Sezai Erdoğan, Sinem Özler, Şemsa Denizsel, Şerife Aksoy, Yılmaz Öztürk, Zeki Açıkgöz özel tariflerle katkı verdi. Kitapta atıksız, fermente, yöresel, yerel, glütensiz gibi sağlıklı ve alternatif beslenmeye yönelik 218 tarif yer alıyor.

Dünya kütüphanelerinde yerini alacak

“Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabı, uluslararası üst düzey tanıtım kapsamında Cumhurbaşkanlığı yayınlarından prestij kitap olarak basılacak. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınlarından Türkçe basılacak kitap, Ekim 2021 itibarıyla kitabevlerinde satışa sunulacak.

İngilizce versiyonu “Turkish Cuisine With Timeless Recipes” adıyla uluslararası alanda yayımlanacak kitap, başta İngilizce, İspanyolca ve Arapça olmak üzere birçok dile çevrilecek. Kitap, Türk mutfağını, sadece geçmişe ve geleneğe değil, geleceğe iz bırakan yaklaşımı ve tarifleriyle uluslararası ölçekte tanıtmayı amaçlıyor

Dünya

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Yatırım Forumu’na katıldı

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Turizm Yatırım Forumu’nun (Tourism Investment Forum-TIF) açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin şu anda dünyanın en etkili ve en fazla tanıtım yapan ülkesi olduğunu belirtti.

Bakan Ersoy, “Galataport şu anda 200’ü aşkın gemi rezervasyonuna sahip. Bu sayıyı da ikiye katlayabileceğimizi biliyoruz. Bu da İstanbul için yeni bir port ihtiyacının göstergesidir. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için hemen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız ile bir planlama yaptık ve Yenikapı’da yeni bir port için çalışmalara başlandı ” dedi.

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının kurulduğu 2019’dan bu yana Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar yoğun tanıtım yaptığına işaret eden Bakan Ersoy, “Alanında dünyanın en başarılı dijital platformlarından biri olan Go Türkiye portalımız üzerinden de kültür ve turizm sahasında sahip olduğumuz her özgünlüğü ve değeri anlattık. Go Türkiye platformu hakkında güncel bilgiler vermek gerekirse, 2022’nin ilk 4 buçuk ayında toplam tekil ziyaretçi sayısı 62 milyon oldu. Son 1 aydaki tekil ziyaretçi sayısı ise 5,6 milyona ulaştı. 2021 yılında 62 ülkeden, 980’i basın mensubu, 480’i influencer olmak üzere 4 bine yakın kişiyi ülkemizde ağırladık. 2022 yılına çok hızlı ve etkin başladık. Bu yılın ilk 4 ayında Türkiye’nin 22 şehrinde yapılan toplam 101 etkinlikte, yurt dışından getirdiğimiz 292’si basın mensubu, 71’i influencer olmak üzere 42 ülkeden toplam 883 kişiyi ağırladık. Bunların arasında tur operatörleri de bulunuyor. Bu ağırlamalar sonucu influencer erişimi 140 milyon olurken, basında çıkan haberlerin erişimi ise ilk 3 ayda 9,9 milyara ulaştı.” diye konuştu.

Ersoy, geçen yıl hizmete açılan Galaport’un sadece İstanbul’un değil, dünyanın en beğenilen kruvaziyer limanlarından biri olduğuna da dikkati çekerek, dünyada yeni planlanan kruvaziyer limanlarının İstanbul’u örnek aldığını vurguladı.

Yenikapı’da yeni bir port için çalışmalara başlandı

Türkiye’nin atılan adımlarla homeport haline geldiğinin altını çizen Mehmet Nuri Ersoy, “Kruvaziyer turlarının sadece yaz sezonunda değil, 12 ay boyunca devam edecek olması da turizm hareketliliğinin tüm yıla yayılmasını sağlayacak. Rakamlar çok açık. Galataport şu anda 200’ü aşkın gemi rezervasyonuna sahip. Bu sayıyı da ikiye katlayabileceğimizi biliyoruz. Bu da İstanbul için yeni bir port ihtiyacının göstergesidir. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için hemen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız ile bir planlama yaptık ve Yenikapı’da yeni bir port için çalışmalara başlandı.” dedi.

Ersoy, Michelin Rehberi’nin İstanbul yeme-içme sektörüne gösterdiği bu ilgiye de dikkati çekerek, “Tamamen bağımsız ve gizli Michelin denetçileri tarafından takip edilen kapsamlı süreç sonunda rehberde yer alacak işletmelerimiz, 11 Ekim’de düzenlenecek törenle açıklanacak.” ifadelerini kullandı.

Önemli turizm destinasyonlarından Antalya Havalimanı’nın ihalesine de değinen Bakan Ersoy, şunları kaydetti:

“Çok önemli bir ihaleydi, sonunda 765 milyon avro yatırım taahhüdü, 8 milyar 555 milyon avro gelir taahhüdü, 2 milyar 138 milyon avro ön ödeme taahhüdü ile Alman-Fransız ortaklığı konsorsiyumu ihaleyi aldı. Bu rekor ihale aynı zamanda dünyanın Türkiye turizmine, ekonomisine ve Antalya’ya olan güveninin bir tescili oldu.”

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, pandeminin etkilerini hızlı bir şekilde atlatarak tekrar yükseliş trendine giren Türkiye’nin için çok önemli iki karar alındığına işaret ederek, “Birincisi 2025 yılı sonuna kadar yapılacak yatırımlarda KDV hızlı mahsubuyla ilgili, biliyorsunuz KDV’siz yatırım faturası alınabiliyor artık 2025 sonuna kadar yatırımlarda. İkincisi ise 50 milyar liralık 2 yılı ödemesiz 10 yıl vadeli düşük faizli TL kredi desteği, bunlar da bu ay itibarıyla devreye alındı.” açıklamasını yaptı.

Ersoy, sürdürülebilirlik standartlarının en üst akreditasyon kuruluşu olan Global Sustainable Tourism Council (GSTC) ile de işbirliği anlaşmasına imza attıklarını söyleyerek, “Böylelikle Türkiye ve GSTC sürdürülebilir turizm alanında ilk defa ‘hükümet nezdinde ulusal bir program geliştirmek üzere anlaşma yaparak’ dünyaya örnek oldu.” dedi.

“Önümüzdeki yıllarda İzmir, Diyarbakır, Çanakkale ve Konya’da da Kültür Festivallerimiz sanatseverlerle buluşacak”

Kültür alanında da geçen yıl 29 Ekim’de Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışıyla birlikte başlatılan Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nde 300’den fazla etkinlik yapılırken 7,8 milyon ziyaretçi ağırlandığını aktaran Ersoy, “Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu Festivallerinin yanı sıra İzmir, Diyarbakır, Çanakkale ve Konya’da da Kültür Festivallerimiz sanatseverlerle buluşacak.” ifadelerini sözlerine ekledi.

Geleceğin Destinasyonu Türkiye (Destination Future Turkey) temasıyla gerçekleşen etkinlik, açılış konuşmalarının ardından forum kapsamında 27 panelde 80’i aşkın konuşmacı, ulusal ve uluslararası yatırımcıların bir araya gelmesiyle devam etti.

Daha Fazla haber

Dünya

AKM’NİN ANA OPERA SALONUNA TÜRK TELEKOM’UN ADI VERİLDİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Telekom arasında ile “AKM Bağış ve Destek Sözleşmesi” imzalandı

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Telekom arasında, Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) teknik, sanatsal ve kültürel yönetiminin uluslararası standartlara göre yürütülmesini sağlamayı amaçlayan iş birliği anlaşması imzalandı.

AKM’de gerçekleştirilen imza törenine, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan katıldı.

Bakan Ersoy, sözleşme ile Türk Telekom’un 2 bin 40 kişi kapasiteli opera binasının isim sponsoru olduğunu belirterek, AKM’nin simgesi olan bu sanat mekanının bundan sonra Türk Telekom Opera Salonu olarak adlandırılacağını söyledi.

“AKM, Aslında Bizim Teknoloji Farkındalığımızın Çok Özel Bir Örneğidir”

Bakanlık olarak teknolojiyi son derece önemsediklerini, görev ve sorumluluk dahilinde sundukları ve ürettikleri, bütün hizmetlerde en son teknolojik altyapı ve uygulamaları kullanmaya özen gösterdiklerine işaret eden Bakan Ersoy, “Bugün müzelerimizden kütüphanelerimize, ören yerlerimizden kültür merkezlerimize ve gerçekleştirdiğimiz etkinliklere kadar bu gerçeği her yerde birinci elden görebilirsiniz. Teşhir-tanzim uygulamaları, bilgilendirme amaçlı uygulamalar, ziyaretçilerin düşünce ve önerilerini iletmek için kullanabileceği dijital ara yüzler, sanal müzelerimiz, ses, ışık ve sahne teknolojileri, güvenlik uygulamaları, mobil uygulamalar, reklam, tanıtım ve bilgi içerikli dijital platformlar gibi Bakanlığımız hemen her alanda, ihtiyacı tümüyle karşılayacak en iyi teknolojik çözümleri tercih etmektedir.” dedi.

Mehmet Nuri Ersoy, Bakanlık bünyesinde ayrıca Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğünün Hitit Kültür ve Turizm Sistemi ve Meslek Birlikleri Bilgi Sistemi gibi son derece kapsamlı projeler yürüttüğüne vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Şu an içinde bulunduğumuz yeni AKM de aslında bizim teknoloji farkındalığımızın çok özel bir örneğidir. Yeşil çatı sisteminin kullanıldığı ve gün ışığından azami ölçüde faydalanacak şekilde tasarlanan AKM, trafolar, jeneratörler ve UPS sistemleri ile de kesintisiz bir enerji akışına sahiptir. Bina Enerji Yönetim Sistemi ile enerji tüketimi en düşük noktada tutularak en yüksek performans elde edilmiştir. Aynı zamanda enerji izleme yazılımları sayesinde enerji tüketim değerleri anlık olarak kontrol edilerek enerji verimliliği en üst düzeyde tutulmaktadır. AKM’de kullanılan tüm aydınlatma sistemleri KNX entegrasyonu ile kontrol edilebilmekte ve izlenebilmektedir. Yerleşkelerin her yerinde iklimlendirme sistemleri mekanik otomasyon sistemleri ile kontrol edilmektedir. Bu muazzam kültür-sanat kompleksi yüksek teknolojili 475 adet kamera ile kesintisiz olarak da izlenmektedir. AKM bina içi kapılar kartlı geçiş sistemleri ile kontrol edilmekte, kişiye özel kartlar ve yetkiler ile tüm AKM’de kontrollü geçişler sağlanmaktadır. Acil anons ve seslendirme sistemleri sayesinde de bina geneli güvenlik ve uyarı sistemleri 7-24 aktif olarak çalışmaktadır.”

“Bütün Salonlarda Son Teknoloji Ses Sistemleri Kullanılmıştır”

AKM’nin 4 bin 61 adet yangın algılama ve kontrol sistemi ile koruma altına alındığına dikkati çeken Bakan Ersoy, “Olası bir yangın durumunda yayılma hızına göre farklı senaryolarda tüm bina sistemleri entegrasyonu harekete geçecektir. Opera ve tiyatro salonları aydınlatma sistemleri seyircilerin rahatlıkları düşünülerek özellikle dizayn edilmiştir. Tek bir merkezden, mobil cihazlardan ve tabletlerden sistemler uzaktan kontrol edilebilmektedir. Bütün salonlarda son teknoloji ses sistemleri, sahne ışıkları, performans mekanları ve sahne mühendislikleri kullanılmıştır. Gerek açılış gecemizde gerekse Beyoğlu Kültür Yolu Festivali kapsamındaki AKM etkinliklerinde hem katılan basın mensubu arkadaşlarım hem de misafirlerimiz bunları bizzat tecrübe ettiler.” diye konuştu.

Bakan Ersoy, Türk Telekom’un bu sözleşme kapsamında vereceği desteğin AKM’de, hem teknolojik ve kurumsal kalitenin devamlılığında hem de uluslararası standartlarda oluşturduğu özgün yönetim anlayışının sürdürülmesi noktasında önemli bir katkı sağlayacağını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar iletişim teknolojileri ve altyapısı ile siber güvenlik alanında iş birliği içinde bulunduğumuz Türk Telekom bu sözleşme ile teknoloji, bina işletme giderleri, iletişim ve pazarlama ile etkinlik destekleri kapsamında 7 yıl boyunca her yıl 45 milyon lira ayni bağış ve ihale kapsamında da 15 milyon lira nakit destek sağlayacaktır. Ayrıca her yıl TÜFE oranında bu rakamlar artarak, devam edecektir. Sayın Ümit Önal’ın şahsında, bu iş birliğinin hayata geçmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Çünkü Türk Telekom çok önemli bir adım atıyor. Kültür ve sanatın gelişmesi adına bu anlaşmanın diğer özel kurum ve kuruşlarımıza örnek olacağını tahmin ediyoruz ve onlarla da birçok etkinlikte beraber olmayı düşünüyoruz. Bu açıdan da çok önemli bir adım.”

“İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Bağış ve Destek Sözleşmesi” Hakkında

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Telekom arasında imzalanan anlaşma kapsamında Türk Telekom AKM’nin ana destekçisi oldu. AKM’nin simgesi kırmızı kürenin bulunduğu 2 bin 40 kişilik ana opera salonuna Türk Telekom’un adı verildi.

Teknoloji ve dijital dönüşüm deneyimini kültür-sanat alanına da aktaran Türk Telekom, AKM içindeki ve Beyoğlu Kültür Yolu’nda sanatseverlerin yenilikçi teknolojileri deneyimlemeleri için Wi-Fi bağlantı noktaları, 4.5G ve 5G mobil hizmetleri ile uçtan uca tüm telekomünikasyon hizmetlerinin sağlayıcısı olacak.

Anlaşma kapsamında, Türkiye’de bir ilke daha imza atılacak ve 5G altyapısı ile faaliyet gösteren Robot Cafe, Türk Telekom tarafından AKM içerisine konumlandırılarak, ziyaretçilere yeni bir deneyim sunacak.

AKM ziyaretçileri ayrıca Türk Telekom’un kuracağı özel ağırlama alanında keyifli vakit geçirirken özel marka ortaklıkları, etkinlik, faaliyet ve organizasyonlar için Türk Telekom’un sağladığı özel indirimlerden de faydalanabilecek.

Daha Fazla haber

Dünya

MÜZİĞİN SINIRLARI AŞAN GÜCÜ… FRIEDER BERNIUS İLK DEFA TÜRKİYE’DE!

50 yılı aşkın bir süredir, kurduğu korolar, orkestralar ve liderlik ettiği festivaller ile klasik müzik dünyasının en etkili isimlerinden Frieder Bernius Türkiye’ye geliyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün daveti ve ev sahipliğinde, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve Goethe-Institut Ankara’nın katkılarıyla, dünyanın en önemli şeflerinden biri olarak kabul edilen Maestro Frieder Bernius, İstanbul ve Ankara’da bir dizi konser ve eğitim etkinliğine katılmak üzere Türkiye’ye geliyor. Dünyaca ünlü maestro 14 Kasım’da, yeniden açılan Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM), 16 Kasım’da ise Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Konser Salonu’nda yapılacak konserlerle müzikseverlere çok özel bir deneyim sunacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu ve Rezonans Şefi Dr. Burak Onur Erdem’in girişim ve idaresinde yürütülen proje kapsamında, Devlet Çoksesli Korosu’nun genç sanatçıları ile ülkemizin alanında en saygın topluluklarından Rezonans, Maestro Bernius yönetiminde yoğun bir eğitim, prova ve konser deneyimi yaşayacak, uluslararası alanda bilgi ve deneyim kazanacak.

Konser repertuvarındaki ilk defa çalınacak olan eserlerde, ney ve tambur gibi Türk Müziği enstrümanları da kullanılarak bir müzikal sentez yaratılacak; Anadolu müziği ile Orta Avrupa Klasik Müziği unsurlarının bir birleşimi sunulacak. Programda ayrıca koro müziğinin önemli yapıtlarından sayılan Bach eserlerinden, Romantik dönemden Mendelssohn eserlerine, klasik müzik tarihinde önemli bir kilometre taşını temsil eden Bruckner’in ses dünyasına kadar Alman repertuarının önemli klasiklerinin yorumlarına yer verilecek.

Konserlerin yanı sıra Frieder Bernius’un yöneteceği Açık Prova etkinlikleri sayesinde, ülkemizdeki pek çok koro şefi, koro sanatçısı ve müzisyen de bu büyük üstat ile tanışma fırsatı bulacak, bilgi ve deneyiminden faydalanacak.

Proje kapsamında Alman maestro ve eğitimci Jan Schumacher ile hazırlık çalışmaları yapılacak. Maestro Frieder Bernius’un Türkiye’de geçireceği süreç ve izlenimleri kaydedilerek kalıcı şekilde sanatseverlerin ilgisine sunulacak. Bir ekol olarak kabul edilen şefin konser hazırlıkları, eğitim çalışmaları, tarihi eserlerimizi ziyareti ve değerlendirmeleri belgelenerek sanatseverlerle buluşacak.

Frieder Bernius

Klasik müzik dünyasının en önemli isimlerinden Frieder Bernius, 1968’de Musichochschule’de eğitimi sırasında, Stuttgart Oda Korosu’nu kurdu.

1977’den itibaren Frieder Bernius, SDR, WDR, NDR Korosu, RIAS Oda Korosu gibi Almanya’nın önde gelen yayın kuruluşlarının orkestraları ve korolarını yönetti, Stuttgart Barok Orkestrası ve Stuttgart Erken Dönem Müziği Festivali gibi 17 ve 18. yy müziğinin özgün icrasına odaklanan iki önemli kurumun kuruluşunda aktif olarak rol aldı.

Günümüzde Almanya’nın dört bir yanında ve Avrupa’nın önemli radyo koroları ve müzik topluluklarına konuk şef olarak davetler alan Frieder Bernius, prestijli müzik festivallerinde de yer alıyor.

Frieder Bernius’un sayısı 40’ı aşan kayıtları Hollanda Edison Ödülü, Fransa’da Altın Diyapazon Ödülü gibi pek çok ödüle layık görülmüştür. 1993 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ile ödüllendirilen maestro, klasik müzik dünyasına kazandırdığı isimlerle “Şeflerin Hocası” olarak anılıyor.

Burak Onur Erdem

Dr. Burak Onur Erdem, İTÜ Müzik İleri Araştırmalar Merkezi Müzik Teorisi ve Şeflik bölümlerinden doktora derecesiyle mezun oldu. Graz Müzik Üniversitesi’nde Prof. Johannes Prinz ile post-doktora çalışmalarını bitirdi.

2010 yılında İstanbul merkezli oda korosu Rezonans’ı kurdu ve koroyla uluslararası alanda birçok projeye imza attı. 2013-2016 yılları arası Türkiye’nin en köklü senfonik korolarından İstanbul Avrupa Korosu’nun şefliğini yaptı. Türkiye koro müziğini uluslararası boyutta temsil edebilmek üzere 2012 yılında Koro Kültürü Derneği’ni kurdu.

2015 yılında Avrupa Koro Federasyonu’nun yönetim kuruluna seçilen ilk Türk oldu. 2018 yılında Dünya Koro Federasyonu yönetim kuruluna Avrupa temsilcisi olarak atandı. 2022 Leading Voices: Avrupa Koro Liderleri Günleri’nin müzik komisyonu başkanlığı görevini sürdürmektedir. Burak Onur Erdem, 2017 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu’nun şefliğini yapmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu, 1988 yılından beri Türkiye’nin önde gelen profesyonel topluluklarından biri oldu. Her sezon 30’u aşkın konserde Türkiye’nin önde gelen profesyonel orkestraları ile sahne almakta, yeni müzik eserlerinin ve sipariş bestelerin yer aldığı a capella programlar hazırlamakta ve eğitim konserleriyle gençlerle ve çocuklarla buluşmaktadır. Koro, 2017 yılından itibaren Burak Onur Erdem ile çalışmalarını sürdürmektedir.

Rezonans

2010 yılında maestro Burak Onur Erdem tarafından kurulan Rezonans, eser seçimlerindeki yenilikçi yaklaşımı, kaliteli müzikten ödün vermemesi ve farklılık yaratan projeleriyle kısa sürede Türkiye’nin en saygın korolarından biri haline geldi. Kuruluşunun beşinci yılından itibaren prestijli uluslararası yarışmalara katılarak dünyanın en iyi korolarıyla aynı sahneyi paylaştı ve çeşitli ödüllerle yurda döndü. Dünyadan yeni koro müziğini ülkemize, Türk bestecilerinin eserlerini ise dünyaya sunmayı hedefleyen Rezonans, uluslararası projeler ve festivallere davetler alarak, kültür elçisi kimliğini güçlendiriyor.

Daha Fazla haber

Türkiye

Dünya2 sene ago

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Yatırım Forumu’na katıldı

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Turizm Yatırım Forumu’nun...

Güncel3 sene ago

“Sahip olduğumuz güçlü temelin üzerine bilimin, teknolojinin, tekniğin yardımıyla hayal ettiğimiz ortak geleceğimizi inşa edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yerel Yönetimler Gençlik Festivali’nde yaptığı konuşmada, “Biz kimsenin rengine, kimliğine, kişiliğine, şekline, karakterine bürünmeyeceğiz. Tam tersine kendi rengimizi...

Dünya3 sene ago

AKM’NİN ANA OPERA SALONUNA TÜRK TELEKOM’UN ADI VERİLDİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Telekom arasında ile “AKM Bağış ve Destek Sözleşmesi” imzalandı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile...

Dünya3 sene ago

MÜZİĞİN SINIRLARI AŞAN GÜCÜ… FRIEDER BERNIUS İLK DEFA TÜRKİYE’DE!

50 yılı aşkın bir süredir, kurduğu korolar, orkestralar ve liderlik ettiği festivaller ile klasik müzik dünyasının en etkili isimlerinden Frieder...

Dünya3 sene ago

BAKAN MEHMET NURİ ERSOY, “KORKUT ATA TÜRK DÜNYASI FİLM FESTİVALİ”NİN AYRINTILARINI AÇIKLADI

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen “Beyoğlu Kültür Yolu Festivali” kapsamında gerçekleştirilecek “Korkut Ata Türk Dünyası...

Dünya3 sene ago

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan sinemaya 65 milyon 450 bin liralık destek

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2021 yılının son destekleme kurulu toplantısında sinema sektörüne 18 proje için 17 milyon 450 bin lira...

Dünya3 sene ago

Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “FORMULA 1’e Daha fazla destek vermeye hazırız

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak,...

Dünya3 sene ago

RAMADA PLAZA BY WYNDHAM MARDİN

Türkiye Turizm Otelleri yazı dizimde Mardin Ramada Plaza By Wyhdham Mardin Oteli tanıtalım Ramada Plaza by Wyndham Mardin 2019 yılında...

Dünya3 sene ago

GÜNGÖR OTTOMAN PALACE -HATAY

Türkiye Oteller tanıtım yazı dizimde Hatay Güngör Ottoman Palace Modern insanın sürekli bir yere, bir şeye, birisine yetişme telaşı, iş...

Dünya3 sene ago

TÜRKSOY KÜLTÜR BAKANLARI DAİMİ KONSEYİ 38. DÖNEM TOPLANTISI ÖZBEKİSTAN’DA YAPILDI

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Kültür Bakanları Daimi Konseyi 38. Dönem Toplantısı Özbekistan’ın Hive şehrinde gerçekleştirildi. Toplantıda, Türk Konseyi Genel...

REKLAMLAR
Eylül 2021
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
27282930  


Genç Turizm

seers cmp badge