Connect with us

Güncel

“Sahip olduğumuz güçlü temelin üzerine bilimin, teknolojinin, tekniğin yardımıyla hayal ettiğimiz ortak geleceğimizi inşa edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yerel Yönetimler Gençlik Festivali’nde yaptığı konuşmada, “Biz kimsenin rengine, kimliğine, kişiliğine, şekline, karakterine bürünmeyeceğiz. Tam tersine kendi rengimizi bölgemize ve tüm dünyaya vereceğiz. Bunun için önce hep birlikte kendi medeniyetimizi, tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi en iyi şekilde öğreneceğiz. Sahip olduğumuz bu güçlü temelin üzerine bilimin, teknolojinin, tekniğin yardımıyla hayal ettiğimiz ortak geleceğimizi inşa edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkent Millet Bahçesi’nde gerçekleşen Yerel Yönetimler Gençlik Festivali’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığının nüfusu 100 binin üzerindeki 145 büyükşehir, il ve ilçe belediyemizle düzenlediği gençlik festivalimize hoş geldiniz” diye konuştu.

Festivalin hayırlı olmasını dileyen ve festival bünyesinde altı gün boyunca çok sayıda etkinliğin gerçekleştirileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, festivalde belediyelerin gençler konusunda yaptıkları çalışma ve projeleri birbirleriyle paylaşacaklarını da ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yerel Yönetimler ve Gençlik Projeleri Yarışması’nın ödüllerini verecekleri belediyeleri ve belediye başkanlarını tebrik ederek, ilkinin açılışını yaptıkları gençlik festivalini gelecek yıllarda daha da geliştirerek sürdürmeyi ve geleneksel hâle getirmeyi planladıklarını bildirdi.

Festival günleri boyunca okulların ara tatile girmesini de fırsat bilerek Türkiye’nin dört bir yanından 100 bin öğrencinin Ankara’ya geleceğini ve etkinliklere katılacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece gençlerimiz kendileri için yapılan çalışmaları bizzat görme ve içinde yer alma imkânı bulacak. Şehir ziyaretlerimizde ve Millet Kütüphanesi’nde gençlerimizle yaptığımız sohbet toplantılarında aslında çok fazla ortak noktamız olduğunu gördük. Gençlik festivalimizde bu müştereklerimizi bir kez daha müşahede etme imkânı bulacağımıza inanıyorum” diye konuştu.

“TÜRKİYE’NİN BİR SONRAKİ İNSANİ VE EKONOMİK KALKINMA EŞİĞİ OLAN 2071 VİZYONUNU GENÇLER ŞEKİLLENDİRECEK”

Gençleri hem eğlenebilecekleri hem öğrenebilecekleri festivale beklediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasete gençlik kollarında atılmış, hayatı boyunca tüm mücadelesini gençlerle birlikte vermiş birisi olarak karşınızda bulunuyorum. Gökten zembille siyasete inmedim, gençlik teşkilatlarında siyasete başladım. Belediye başkanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerim boyunca da hep gençlerimize daha güzel bir gelecek bırakacak işler yapmanın gayreti içinde oldum. Geriye dönüp baktığımda ‘İyi ki hep gençlerle beraber yol yürümüşüm, iyi ki hep gençler için çalışmışım, iyi ki gençlerin önünü açacak işler yapmışım’ diyorum. ‘İyi ki hanım kardeşlerimle omuz omuza bu yolları yürümüşüm’ diyorum. Türkiye’nin 2023 hedefleri, demokraside ve ekonomide Cumhuriyet tarihi boyunca birikmiş sorunlarımızı çözmeyi amaçlıyordu. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan spora, enerjiden sanayiye tüm alanlarda kurduğumuz güçlü altyapı bize asıl bundan sonraki vizyonlarımız için lazımdır. Gençlerimize emanet edeceğimiz 2053 vizyonunun ilk adımını işte bu büyük birikimden aldığımız güç ve cesaretle Yeşil Kalkınma Devrimi hedefiyle attık.”

Türkiye’nin bir sonraki insani ve ekonomik kalkınma eşiği olan 2071 vizyonunu gençlerin şekillendireceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye en büyük gücü ve avantajını çocukları ve gençleri olarak gören bir ülkedir. Avrupa’nın, Amerika’nın ve Asya’nın hızla yaşlanmaya başladığı bir dönemde ülkemiz nüfusunun neredeyse üçte birinin çocuklardan ve gençlerden teşekkül etmesi çok önemlidir. Biz işte bu evlatlarımızı eğitimleriyle, sağlıklarıyla, kültür, sanat ve spor altyapısıyla, istihdamlarıyla geleceğe hazırlamak için çalışıyoruz. Gençlerimiz de çok farklı alandaki başarılarıyla bizleri gururlandırıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin gençleri ve kadınlarının hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de giderek daha fazla söz sahibi hâle geldiğini belirtti.

AK Parti ile gençlerin 18 yaşında seçilme hakkını yakaladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023 seçimlerinde 6 milyondan fazla gencimiz ilk defa oy kullanarak ülkesi ve kendi geleceği için siyasi irade ortaya koyacak. Önümüzdeki seçimlerin kilidi şu veya bu parti değil, gençlerimizdir. Bu bakımdan gençlerimizin hayalleri, beklentileri, düşünceleri tespit ve teklifleri bizim için hayati önemdedir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en çok üyesi olan gençlik kolları teşkilatına sahip partinin AK Parti olduğunu söyledi. Erdoğan, yerel yönetimler başkanlığı bünyesinde kurdukları Gençlik Hizmetleri Koordinasyon Merkezi’nin belediyelerin insan kaynağı ihtiyacını karşılama dâhil geniş bir alanda faaliyet yürüttüğünü ifade etti.

Geçtiğimiz 19 yılda gençler için yaptıkları hizmetleri tek tek anlatmaya kalksalar değil saatlerin, günlerin yetmeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizden önce üniversite sınavına giren her 10 gencimizden sadece biri yükseköğretim kurumlarına kayıt yaptırabiliyordu. Ülkemizi böyle bir dönemden sınava giren her öğrenciye yetecek kapasiteyi oluşturduğumuz günlere getirmemiz bile başlı başına tarihi bir devrimdir. Okul öncesi eğitimden, ilk, orta ve lise seviyesine kadar her alanda benzer atılımları hayata geçirdik. Aynı şekilde, yurt kapasitelerinden burs, kredi miktarlarındaki fevkalade artışa, spor tesislerinden gençlik merkezlerine kadar sayısız hizmeti gençlerimizin istifadesine sunduk.”

“GÜÇLENEREK YARINLARA YÜRÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediyelerin de bünyelerinde hayata geçirdikleri pek çok hizmet ve projeyle daima gençlerin yanında olduklarını gösterdiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bizim gençliğimizin şartları, imkânları ve ihtiyaçlarıyla bugünkü gençlerin beklentilerinin farklı olduğunu elbette gayet iyi biliyoruz. Hatırlayın göreve geldiğimizde harçlardan dolayı sıkıntılar var mıydı? Harçları kim kaldırdı? Biz kaldırdık. Peki, burs ne veriliyordu? 45 liracık. Maalesef Bay Kemal’in olduğu yerde inkârdan başka bir şey bulamazsınız. İP’nin olduğu yerde inkârdan başka bir şey bulamazsınız. Kardeşlerim bu muhalefet inkârcıdır inkarcı. Onun için 2023’e çok iyi hazırlanmamız lazım. Sizlere inanıyorum, sizlerle 2023’te sandıkları patlatacağımıza inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uzun yıllar boyunca sancısını çektiği yokluk, yoksulluk, baskı, zulüm kavga, çekişme gibi her biri milletin enerjisini sömüren günleri geride bıraktığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede terör var mıydı? Güneydoğu, Doğu Anadolu maalesef tamamıyla teröre mahkûm edilmiş miydi? Şimdi artık terörü yok ettik. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Besler Deresi’nde terörü yok ettik. Artık Doğu’da, Güney Doğu’da vatandaşlarım gece saatlerinde rahatlıkla sokaklara, mahalleye çıkabiliyor. AK Parti budur, Cumhur İttifakı budur ve güçlenerek yarınlara yürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün gençlerinin cumhuriyet tarihinin, demokraside, hak ve özgürlüklerde, ekonomide, teknoloji başta olmak üzere altyapının her alanında en ileri seviyesine ulaştığı günlerde doğduğunu, büyüdüğünü aktardı.

Yaşı 40’ın üzerinde olanların eski Türkiye günlerini ve gerçeklerini çok iyi bildikleri için ülkenin bugün geldiği yeri daha iyi değerlendirebildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gençlerimiz ise ancak büyüklerinden duydukları, okudukları, filmlerde, dizilerde, kitaplarda, rast gelebildikleri kadarıyla eski Türkiye’yi biliyorlar. Ancak şu gerçeği asla unutmamamız gerekiyor. Yapmak zor, yıkmak kolaydır. Ne diyor Akif? ‘Gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, iki kazma kürek iki de ırgat gerek. Hadi gel yapalım geri şunu desen bir Sinan gerek bir de Süleyman.’ Maalesef ülkemizde tüm tarihleri boyunca olduğu gibi bugün de yıkmaktan, engellemekten, yasaklamaktan başka mahareti olmayan bir kesim mevcuttur. Bunlar tekrar ülkenin başına kara bir bulut gibi çökmek için fırsat kolluyor. Belediyelerde kısmi örneklerini gördüğümüz bu zihniyetin hırsından, kibrinden, nobranlığından Allah ülkemizi muhafaza eylesin.

Gençlerimizden işte böyle bir duruma kesinlikle izin vermemelerini istiyorum. Karşımıza geçip hükûmeti eleştirenlere, bizi eleştirenlere, belediyelerimizi eleştirenlere şöyle bir bakın. Eğer bunlar ülkeyi veya şehirlerimizi bizden daha iyi yönetebilecek birikime, projeye, plana, programa, ahlaka, dirayete sahipse karar elbette sizindir. Ama hayatında tuğla üstüne tuğla koymamış, ülkesine de şehrine de herhangi bir hizmeti, hayrı dokunmamış olanların eleştirilerinin boş teneke gürültüsünden ibaret olduğunu asla unutmayın. Eser ve hizmet siyasetiyle konuşanlar ile yalan iftira, kin ve nefretten başka sermayesi olmayanları en iyi sizlerin ayırt edeceğine inanıyorum.”

Tarih boyunca toplumların taşıyıcı dinamiklerinin hep gençler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençleri hiçbir baskı, zulüm ve engelin durduramayacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın tarihte bunun sayısız örneğinin olduğunu hatırlatarak Çanakkale Savaşı’nın bu ülkenin gençlerinin yedi düvele meydan okuyuşunun ve canları pahasına zafere yürüyüşünün destanı olduğunu dile getirdi.

Gazi Mustafa Kemal’in Trablus, Suriye, Kafkasya ve Balkanlarda bizzat içinde yer aldığı mücadelelerin hepsinin de bu ülkenin gençlerinin fedakârlığıyla yürütüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Millî Mücadele’nin kazanılması ve Cumhuriyet’imizin kurulması da aynı şekilde gençlerin eseridir. Cumhuriyet döneminde tek parti zihniyetine ve zulmüne karşı verilen mücadelede de gençlerimiz hep en ön saflardaydı. İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif, İstanbul’da vefat ettiğinde cenazesini sessiz sedasız gömmek isteyenler gençlerin ta kendileriydi. Gençler kendilerini hep bu fotoğrafın içinde buldu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şair Necip Fazıl Kısakürek’in tüm ömrünü gençlerin heyecanını ayakta tutmak ve harekete geçirmek için harcadığına değinerek şunları söyledi: “Cemil Meriç, o engin birikimi ve derin kavrayışıyla gençlerimize tüm renkleri ile dünyayı tanıtmak için yıllarını vermiştir. İdeolojisinden bağımsız olarak önemli bir şairimiz olan Nazım Hikmet, gençlerle var olmuş, gençlerle yaşamaya devam etmiştir. Yahya Kemal’den Tanpınar’a, Pakdil’den Karakoç’a kadar medeniyet pınarımızı besleyen isimlerin hepsi de gençlerimizle yol yürümüşlerdir. İletişim imkânlarının kısıtlı olduğu geçmiş dönemlerde bu isimlerin kendilerine de eserlerine de ulaşmak gerçekten zordu. Ama biz o dönemin gençleri olarak ne yapıp edip fikir ve kültür üstatlarımızın önümüze serdiği zenginliklerden hissemize düşeni almanın hep gayreti içinde olduk.”

“BİZİM İHTİYACIMIZ OLAN TEKNOFEST KUŞAĞIDIR”

Bugünün gençlerinin çok daha şanslı olduğunu, hem kolayca geçmişin birikimlerine ulaşma imkânına sahip hem de etkinlikler vesilesiyle yazarlar ve fikir insanlarıyla sık sık bir araya gelebildiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önemlisi gençlerin küresel düzeyde dolaşma imkânı veren bir iletişim altyapısı üzerinden geçmişte eşi benzeri olmayan, yepyeni ve zengin bir dünyayı kucaklayabildiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin bunu yaparken Hazreti Mevlana’dan alınan ilhamla bir ayağını sıkı sıkıya kendi vatanına ve medeniyetine sabitlemesi, bu anlayışıyla gelenekten geleceğe, maziden atiye uzanan bir yolu takip etmesi gerektiğini aktararak şöyle devam etti: “Biz kimsenin rengine, kimliğine, kişiliğine, şekline, karakterine bürünmeyeceğiz. Tam tersine kendi rengimizi, bölgemize ve tüm dünyaya vereceğiz. Bunun için önce hep birlikte kendi medeniyetimizi, tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi en iyi şekilde öğreneceğiz. Sahip olduğumuz bu güçlü temelin üzerine bilimin, teknolojinin, tekniğin yardımıyla hayal ettiğimiz ortak geleceğimizi inşa edeceğiz. İşte bunun için diyorum ki bizim ihtiyacımız olan kuşak Z kuşağı, Y kuşağı değil, TEKNOFEST kuşağıdır. İşte bunun için diyorum ki bizim ihtiyacımız olan nesil Asım’ın neslidir. Bizim ihtiyacımız olan gençlik, ‘Kim var?’ diye seslenilince sağına soluna bakmadan ‘Ben varım’ cevabını veren bir gençliktir. Bizim ihtiyacımız olan gençlik, işte burada olduğu gibi ülkesine, işte burada olduğu gibi ülkesine ve milletine gönülden bağlı, çağın tüm donanımlarıyla kuşanmış, istikamet sahibi, nereye gittiğinin bilincine sahip bir gençliktir. Biz gençleri harflerle kuşaklarla bölmüyoruz, A’sından Z’sine hepsini de kucaklayacak eserlerle, hizmetlerle, çalışmalarla bütünleştiriyoruz.”

Ülkeye ve millete olduğu gibi gençlere de hiçbir hayrı dokunmayanların karşılaştıkları her sınamada foyalarının döküldüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Geçtiğimiz haftalarda bunun çeşitli örneklerine şahit olduk. Bir parti çıktı, Türkiye’nin Irak ve Suriye’ye yönelik sınır ötesi harekâtları için gereken tezkereye Meclis’te ‘hayır’ dedi. Üstelik bununla kalmadı. ‘Evet’ diyenleri de ihanetle suçladı. Sonra aynı parti çıkıp Kandil’i yerle bir edeceğini, Suriye’de huzuru sağlayacağını iddia etti. Bunlar bölücü örgütün oyuncağı olan partinin güdümüne girme ayıbını, yalan, iftira ve çirkeflik çıtasını yükselterek gizli edebileceklerini sanıyorlar. Bay Kemal, senden hiçbir şey olmaz. Sen, 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı’nda FETÖ’cülerin yönettiği o tankların arasından nasıl kaçtıysan, nasıl oradan Bakırköy Belediyesine gittiysen, sen bugün de aynısın.

Bir başkası, şehit yakınına söven densiz, terbiyesiz, utanmaz, arlanmaz milletvekiline sıkı sıkıya sarılarak gerçek yüzünü gösterdi. Bunların birbirinden farkı var mı? Hepsi de birbirinin aynısı. Biz bunların hangi tıynette olduğunu zaten biliyorduk. Bu tür vesilelerle bütün milletimiz de görmüş oluyor. Ben sizlerden özür dileyerek bir şey söyleyeceğim. Şu İYİ Parti’nin başındaki kadın. Kardeşlerim bu kadın nasıl küfrediyor? Beni bağışlayın, söylemek istemezdim ama söyleyeceğim. Parlamento çatısının altında ‘yavşaklar’ diyecek kadar ileri giden bir kadın. Bunda ne edep var ne adap var. Ne olacak, başkanı bu şekilde küfrederse onun milletvekili ondan farklı olur mu? Çünkü üzüm üzüme baka baka kararır. Sen bir kadınsın ya. Bir kadın nasıl oluyor da bu şekilde küfür ediyor. Bunların suyu kaynadı ama bunların suyunu tam manasıyla kaynatmaya var mıyız? 2023’e hazır mıyız? İnşallah Haziran 2023’te bu kazanı kaynatalım ve bunların işini bitirelim.”

“SİYASET ÜLKEYE VE MİLLETE HİZMETİN EN ÖNEMLİ, EN ETKİLİ ARAÇLARINDAN BİRİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasete ilgi duyan gençlere bunların kötü örnekler olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Sakın ola siz, bunlar gibi yapmayın. Siz kartallara bakın, leş peşinde koşan akbabalara değil. Siz aslanlara bakın, onların artıklarıyla beslenen çakallara değil. Siz ulu çınarlara bakın, onlara tutunarak yükselmeye çalışan sarmaşıklara değil. Siz göklerimizi, denizlerimizi, karalarımızı teknolojiyle, eserle, hizmetle donatanlara bakın, yalandan başka söz, yapılanı yıkmaktan başka iş, taciz ve hırsızlıktan başka maharet bilmeyenlere değil. Unutmayın ki siyaset ülkeye ve millete hizmetin en önemli, en etkili araçlarından biridir. İstikametini millet yerine dışarıdaki kimi sinsi çevrelerden ve içerideki sapkınlardan alan siyasetin sonu, işte bunlarınki gibi hüsran olur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere ülkelerine ve kendi geleceklerine sahip çıkacakları konusunda güvendiğini belirterek AK Parti’nin kapılarının tüm gençlere sonuna kadar açık olduğunu söyledi.

Hükûmet olarak bakanlıklar ve kurumlarla daha çok hizmet verebilmek için gece gündüz çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belediye başkanlarımız, gençlerimizin kendilerini geliştirebilmeleri, hayallerini gerçeğe dönüştürebilmeleri, hedeflerine ulaşabilmeleri için her türlü desteği veriyor. Tek istediğimiz vaktinizi ve enerjinizi kendinizi ve kendinizle birlikte ülkenizi hedeflerine ulaştırmaya teksif etmenizdir. Artık çok yaklaştığımız 2023 hedeflerimizle 2053 vizyonumuz sadece kuru bir slogan değil, size bırakacağımız en büyük mirasımız olacaktır” diye konuştu.

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlik Hizmetlerine Yönelik Fiziki Belediyecilik Yatırımları”, “Kültür, Sanat, Yayıncılık, Eğitim ve Spor Faaliyetleri”, “Teknoloji, Girişim, Robotik ve Yazılım Faaliyetleri” temalı 3 ayrı kategoride düzenlenen proje yarışmasında dereceye giren büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkanlarına ödüllerini verdi.

Dünya

AKM’NİN ANA OPERA SALONUNA TÜRK TELEKOM’UN ADI VERİLDİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Telekom arasında ile “AKM Bağış ve Destek Sözleşmesi” imzalandı

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Telekom arasında, Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) teknik, sanatsal ve kültürel yönetiminin uluslararası standartlara göre yürütülmesini sağlamayı amaçlayan iş birliği anlaşması imzalandı.

AKM’de gerçekleştirilen imza törenine, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan katıldı.

Bakan Ersoy, sözleşme ile Türk Telekom’un 2 bin 40 kişi kapasiteli opera binasının isim sponsoru olduğunu belirterek, AKM’nin simgesi olan bu sanat mekanının bundan sonra Türk Telekom Opera Salonu olarak adlandırılacağını söyledi.

“AKM, Aslında Bizim Teknoloji Farkındalığımızın Çok Özel Bir Örneğidir”

Bakanlık olarak teknolojiyi son derece önemsediklerini, görev ve sorumluluk dahilinde sundukları ve ürettikleri, bütün hizmetlerde en son teknolojik altyapı ve uygulamaları kullanmaya özen gösterdiklerine işaret eden Bakan Ersoy, “Bugün müzelerimizden kütüphanelerimize, ören yerlerimizden kültür merkezlerimize ve gerçekleştirdiğimiz etkinliklere kadar bu gerçeği her yerde birinci elden görebilirsiniz. Teşhir-tanzim uygulamaları, bilgilendirme amaçlı uygulamalar, ziyaretçilerin düşünce ve önerilerini iletmek için kullanabileceği dijital ara yüzler, sanal müzelerimiz, ses, ışık ve sahne teknolojileri, güvenlik uygulamaları, mobil uygulamalar, reklam, tanıtım ve bilgi içerikli dijital platformlar gibi Bakanlığımız hemen her alanda, ihtiyacı tümüyle karşılayacak en iyi teknolojik çözümleri tercih etmektedir.” dedi.

Mehmet Nuri Ersoy, Bakanlık bünyesinde ayrıca Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğünün Hitit Kültür ve Turizm Sistemi ve Meslek Birlikleri Bilgi Sistemi gibi son derece kapsamlı projeler yürüttüğüne vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Şu an içinde bulunduğumuz yeni AKM de aslında bizim teknoloji farkındalığımızın çok özel bir örneğidir. Yeşil çatı sisteminin kullanıldığı ve gün ışığından azami ölçüde faydalanacak şekilde tasarlanan AKM, trafolar, jeneratörler ve UPS sistemleri ile de kesintisiz bir enerji akışına sahiptir. Bina Enerji Yönetim Sistemi ile enerji tüketimi en düşük noktada tutularak en yüksek performans elde edilmiştir. Aynı zamanda enerji izleme yazılımları sayesinde enerji tüketim değerleri anlık olarak kontrol edilerek enerji verimliliği en üst düzeyde tutulmaktadır. AKM’de kullanılan tüm aydınlatma sistemleri KNX entegrasyonu ile kontrol edilebilmekte ve izlenebilmektedir. Yerleşkelerin her yerinde iklimlendirme sistemleri mekanik otomasyon sistemleri ile kontrol edilmektedir. Bu muazzam kültür-sanat kompleksi yüksek teknolojili 475 adet kamera ile kesintisiz olarak da izlenmektedir. AKM bina içi kapılar kartlı geçiş sistemleri ile kontrol edilmekte, kişiye özel kartlar ve yetkiler ile tüm AKM’de kontrollü geçişler sağlanmaktadır. Acil anons ve seslendirme sistemleri sayesinde de bina geneli güvenlik ve uyarı sistemleri 7-24 aktif olarak çalışmaktadır.”

“Bütün Salonlarda Son Teknoloji Ses Sistemleri Kullanılmıştır”

AKM’nin 4 bin 61 adet yangın algılama ve kontrol sistemi ile koruma altına alındığına dikkati çeken Bakan Ersoy, “Olası bir yangın durumunda yayılma hızına göre farklı senaryolarda tüm bina sistemleri entegrasyonu harekete geçecektir. Opera ve tiyatro salonları aydınlatma sistemleri seyircilerin rahatlıkları düşünülerek özellikle dizayn edilmiştir. Tek bir merkezden, mobil cihazlardan ve tabletlerden sistemler uzaktan kontrol edilebilmektedir. Bütün salonlarda son teknoloji ses sistemleri, sahne ışıkları, performans mekanları ve sahne mühendislikleri kullanılmıştır. Gerek açılış gecemizde gerekse Beyoğlu Kültür Yolu Festivali kapsamındaki AKM etkinliklerinde hem katılan basın mensubu arkadaşlarım hem de misafirlerimiz bunları bizzat tecrübe ettiler.” diye konuştu.

Bakan Ersoy, Türk Telekom’un bu sözleşme kapsamında vereceği desteğin AKM’de, hem teknolojik ve kurumsal kalitenin devamlılığında hem de uluslararası standartlarda oluşturduğu özgün yönetim anlayışının sürdürülmesi noktasında önemli bir katkı sağlayacağını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar iletişim teknolojileri ve altyapısı ile siber güvenlik alanında iş birliği içinde bulunduğumuz Türk Telekom bu sözleşme ile teknoloji, bina işletme giderleri, iletişim ve pazarlama ile etkinlik destekleri kapsamında 7 yıl boyunca her yıl 45 milyon lira ayni bağış ve ihale kapsamında da 15 milyon lira nakit destek sağlayacaktır. Ayrıca her yıl TÜFE oranında bu rakamlar artarak, devam edecektir. Sayın Ümit Önal’ın şahsında, bu iş birliğinin hayata geçmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Çünkü Türk Telekom çok önemli bir adım atıyor. Kültür ve sanatın gelişmesi adına bu anlaşmanın diğer özel kurum ve kuruşlarımıza örnek olacağını tahmin ediyoruz ve onlarla da birçok etkinlikte beraber olmayı düşünüyoruz. Bu açıdan da çok önemli bir adım.”

“İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Bağış ve Destek Sözleşmesi” Hakkında

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Telekom arasında imzalanan anlaşma kapsamında Türk Telekom AKM’nin ana destekçisi oldu. AKM’nin simgesi kırmızı kürenin bulunduğu 2 bin 40 kişilik ana opera salonuna Türk Telekom’un adı verildi.

Teknoloji ve dijital dönüşüm deneyimini kültür-sanat alanına da aktaran Türk Telekom, AKM içindeki ve Beyoğlu Kültür Yolu’nda sanatseverlerin yenilikçi teknolojileri deneyimlemeleri için Wi-Fi bağlantı noktaları, 4.5G ve 5G mobil hizmetleri ile uçtan uca tüm telekomünikasyon hizmetlerinin sağlayıcısı olacak.

Anlaşma kapsamında, Türkiye’de bir ilke daha imza atılacak ve 5G altyapısı ile faaliyet gösteren Robot Cafe, Türk Telekom tarafından AKM içerisine konumlandırılarak, ziyaretçilere yeni bir deneyim sunacak.

AKM ziyaretçileri ayrıca Türk Telekom’un kuracağı özel ağırlama alanında keyifli vakit geçirirken özel marka ortaklıkları, etkinlik, faaliyet ve organizasyonlar için Türk Telekom’un sağladığı özel indirimlerden de faydalanabilecek.

Daha Fazla haber

Dünya

MÜZİĞİN SINIRLARI AŞAN GÜCÜ… FRIEDER BERNIUS İLK DEFA TÜRKİYE’DE!

50 yılı aşkın bir süredir, kurduğu korolar, orkestralar ve liderlik ettiği festivaller ile klasik müzik dünyasının en etkili isimlerinden Frieder Bernius Türkiye’ye geliyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün daveti ve ev sahipliğinde, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve Goethe-Institut Ankara’nın katkılarıyla, dünyanın en önemli şeflerinden biri olarak kabul edilen Maestro Frieder Bernius, İstanbul ve Ankara’da bir dizi konser ve eğitim etkinliğine katılmak üzere Türkiye’ye geliyor. Dünyaca ünlü maestro 14 Kasım’da, yeniden açılan Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM), 16 Kasım’da ise Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Konser Salonu’nda yapılacak konserlerle müzikseverlere çok özel bir deneyim sunacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu ve Rezonans Şefi Dr. Burak Onur Erdem’in girişim ve idaresinde yürütülen proje kapsamında, Devlet Çoksesli Korosu’nun genç sanatçıları ile ülkemizin alanında en saygın topluluklarından Rezonans, Maestro Bernius yönetiminde yoğun bir eğitim, prova ve konser deneyimi yaşayacak, uluslararası alanda bilgi ve deneyim kazanacak.

Konser repertuvarındaki ilk defa çalınacak olan eserlerde, ney ve tambur gibi Türk Müziği enstrümanları da kullanılarak bir müzikal sentez yaratılacak; Anadolu müziği ile Orta Avrupa Klasik Müziği unsurlarının bir birleşimi sunulacak. Programda ayrıca koro müziğinin önemli yapıtlarından sayılan Bach eserlerinden, Romantik dönemden Mendelssohn eserlerine, klasik müzik tarihinde önemli bir kilometre taşını temsil eden Bruckner’in ses dünyasına kadar Alman repertuarının önemli klasiklerinin yorumlarına yer verilecek.

Konserlerin yanı sıra Frieder Bernius’un yöneteceği Açık Prova etkinlikleri sayesinde, ülkemizdeki pek çok koro şefi, koro sanatçısı ve müzisyen de bu büyük üstat ile tanışma fırsatı bulacak, bilgi ve deneyiminden faydalanacak.

Proje kapsamında Alman maestro ve eğitimci Jan Schumacher ile hazırlık çalışmaları yapılacak. Maestro Frieder Bernius’un Türkiye’de geçireceği süreç ve izlenimleri kaydedilerek kalıcı şekilde sanatseverlerin ilgisine sunulacak. Bir ekol olarak kabul edilen şefin konser hazırlıkları, eğitim çalışmaları, tarihi eserlerimizi ziyareti ve değerlendirmeleri belgelenerek sanatseverlerle buluşacak.

Frieder Bernius

Klasik müzik dünyasının en önemli isimlerinden Frieder Bernius, 1968’de Musichochschule’de eğitimi sırasında, Stuttgart Oda Korosu’nu kurdu.

1977’den itibaren Frieder Bernius, SDR, WDR, NDR Korosu, RIAS Oda Korosu gibi Almanya’nın önde gelen yayın kuruluşlarının orkestraları ve korolarını yönetti, Stuttgart Barok Orkestrası ve Stuttgart Erken Dönem Müziği Festivali gibi 17 ve 18. yy müziğinin özgün icrasına odaklanan iki önemli kurumun kuruluşunda aktif olarak rol aldı.

Günümüzde Almanya’nın dört bir yanında ve Avrupa’nın önemli radyo koroları ve müzik topluluklarına konuk şef olarak davetler alan Frieder Bernius, prestijli müzik festivallerinde de yer alıyor.

Frieder Bernius’un sayısı 40’ı aşan kayıtları Hollanda Edison Ödülü, Fransa’da Altın Diyapazon Ödülü gibi pek çok ödüle layık görülmüştür. 1993 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ile ödüllendirilen maestro, klasik müzik dünyasına kazandırdığı isimlerle “Şeflerin Hocası” olarak anılıyor.

Burak Onur Erdem

Dr. Burak Onur Erdem, İTÜ Müzik İleri Araştırmalar Merkezi Müzik Teorisi ve Şeflik bölümlerinden doktora derecesiyle mezun oldu. Graz Müzik Üniversitesi’nde Prof. Johannes Prinz ile post-doktora çalışmalarını bitirdi.

2010 yılında İstanbul merkezli oda korosu Rezonans’ı kurdu ve koroyla uluslararası alanda birçok projeye imza attı. 2013-2016 yılları arası Türkiye’nin en köklü senfonik korolarından İstanbul Avrupa Korosu’nun şefliğini yaptı. Türkiye koro müziğini uluslararası boyutta temsil edebilmek üzere 2012 yılında Koro Kültürü Derneği’ni kurdu.

2015 yılında Avrupa Koro Federasyonu’nun yönetim kuruluna seçilen ilk Türk oldu. 2018 yılında Dünya Koro Federasyonu yönetim kuruluna Avrupa temsilcisi olarak atandı. 2022 Leading Voices: Avrupa Koro Liderleri Günleri’nin müzik komisyonu başkanlığı görevini sürdürmektedir. Burak Onur Erdem, 2017 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu’nun şefliğini yapmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu, 1988 yılından beri Türkiye’nin önde gelen profesyonel topluluklarından biri oldu. Her sezon 30’u aşkın konserde Türkiye’nin önde gelen profesyonel orkestraları ile sahne almakta, yeni müzik eserlerinin ve sipariş bestelerin yer aldığı a capella programlar hazırlamakta ve eğitim konserleriyle gençlerle ve çocuklarla buluşmaktadır. Koro, 2017 yılından itibaren Burak Onur Erdem ile çalışmalarını sürdürmektedir.

Rezonans

2010 yılında maestro Burak Onur Erdem tarafından kurulan Rezonans, eser seçimlerindeki yenilikçi yaklaşımı, kaliteli müzikten ödün vermemesi ve farklılık yaratan projeleriyle kısa sürede Türkiye’nin en saygın korolarından biri haline geldi. Kuruluşunun beşinci yılından itibaren prestijli uluslararası yarışmalara katılarak dünyanın en iyi korolarıyla aynı sahneyi paylaştı ve çeşitli ödüllerle yurda döndü. Dünyadan yeni koro müziğini ülkemize, Türk bestecilerinin eserlerini ise dünyaya sunmayı hedefleyen Rezonans, uluslararası projeler ve festivallere davetler alarak, kültür elçisi kimliğini güçlendiriyor.

Daha Fazla haber

Dünya

BAKAN MEHMET NURİ ERSOY, “KORKUT ATA TÜRK DÜNYASI FİLM FESTİVALİ”NİN AYRINTILARINI AÇIKLADI

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen “Beyoğlu Kültür Yolu Festivali” kapsamında gerçekleştirilecek “Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali” sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Bu yıl ilk kez İstanbul’da yapılacak olan festival, 13 ülkeden 42 film ile 100’ün üzerinde sinemacı, oyuncu ve kültür insanını ağırlayacak.

Atlas 1948 Sineması’ndaki basın toplantısında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bildiğiniz gibi 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin 98. yıl dönümünde gerçekleştirdiğimiz İstanbul AKM açılışıyla, 17 gün sürecek Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ni de başlatmış olduk. Türkiye’nin bugüne kadar yapılmış en büyük ve kapsamlı kültür-sanat etkinliği olan bu organizasyon gerçek anlamda festival içinde festival olarak tanımlanabilecek bir içeriğe ve zenginliğine sahip. ‘Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali’ bunun en değerli örneklerinden biri. Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nden bağımsız olarak da çok geniş bir coğrafyayı temsil eden ve geleceğe yönelik atılmış ciddi bir kültür-sanat adımı.” dedi.

Ersoy, anlatılagelen hikayelerin ve Türk dünyası var oldukça dilden asla düşmeyecek derslerin, öğretilerin ve bilginin kaynağı Korkut Ata’nın adı altında bir sinema festivalini hayata geçiriyor olmaktan dolayı heyecanlı olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

“Korkut Ata, Türk dünyasının sinemadaki varlığını en geniş kapsamıyla perdeye taşıyacağımız, tartışacağımız, fikir alışverişi yapıp ortak projeler üretmek için yol haritası belirlemeye çalışacağımız sanat ve sonuç odaklı bir birliktelik olacak. Aynı zamanda, Türk cumhuriyetleri ve topluluklarından kurmaca ve belgesel yapımların yarışacağı en kapsamlı film festivali olma özelliğini de taşıyor. Umuyor ve inanıyorum ki destan ve efsanelerinden tarih ve mitolojisine kadar, ayrıca kültüründen gelen farklı bakış açısıyla anlatacak çok zenginliği, paylaşacak son derece köklü bilgi ve birikimleri olan Türk dünyası için sinema perdesine yeni yansımaların kapısını açacak ilk adımı da atmış oluyoruz. Birlikte çalıştıkça bunun üzerine daha fazlasını ekleyeceğiz.”

“Türk dünyası olarak her alanda olduğu gibi sanatta da beraber olmayı, birlikte yol almayı arzuluyoruz”

Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali’nin ortak geçmişle, tarih, kültür ve coğrafyayla bağlayan bir geleneğin birlikteliği olduğuna işaret eden Bakan Ersoy, “Ondandır ki simgemizi ‘Turna Kuşu’ olarak belirledik. Gönüllerin dili ve habercisi olan, uzakları yakın eden, mesafelerden bağımsız bir ve beraber olmayı temsil eden bu eşsiz motif amaç ve hedeflerimizi yansıtmakta çok doğru bir seçim olmuştur diye düşünüyorum. Zira Türk dünyası olarak her alanda olduğu gibi sanatta da beraber olmayı, birlikte yol almayı arzuluyoruz. Diğer yandan estetiği ve zarafetiyle sanat kavramı için de çok yerinde bir görsel seçilmiş oldu.” ifadelerini kullandı.

Mehmet Nuri Ersoy, festivalde, sinema sanatının çatısı altında Türkiye dahil toplam 13 ülke ve özerk cumhuriyetin bir araya geleceğini aktararak, şunları kaydetti:

“Söz konusu katılımcılar Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Macaristan, Saha Cumhuriyeti, Tataristan, Gagavuz Yeri, İran, Ukrayna ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. İşte bu denli büyük bir coğrafyanın sinemadaki sesi olacağız. Bakanlardan sinema kuruluşlarının yöneticilerine, oyuncu ve yönetmenlere kadar 100’ün üzerinde üst düzey misafir bu kapsamda ağırlıyor olacağız. Festival kapsamında gösterimi yapılacak 42 filmimiz bulunuyor. Kurmaca, belgesel, animasyon ve Cengiz Aytmatov sinema uyarlamalarından oluşan, özenle belirlenmiş bir seçki hazırlandı. Ayrıca festivalimizin bir yarışma bölümü olacak. Kurmaca ve belgesel kategorilerinde toplam 6 ödül sahiplerini bulacak. Bunların dışında bir tane onur ödülü vereceğiz ve yine Türk dünyasında televizyon ve sinema sektörüne katkılarından dolayı da 5 kurumumuz taltif edilecekler.”

Festival filmlerinin 8-12 Kasım tarihleri arasında Atlas 1948 ve Emek Sinemaları ile Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve İstanbul Üniversitesi Cep Sineması’nda ücretsiz olarak seyirciyle buluşacağını söyleyen Ersoy, “Elbette amacımız sadece bugünün yapımlarını daha geniş kitlelere ulaştırmakla sınırlı değil. Türk dünyası için geleceğin sinema sanatına ve bu sanatın çatısı altında hayat bulacak nice esere rehberlik edecek adımları da atmak arzusundayız. Bu doğrultuda ‘Türk Dünyası Sinema Zirvesi’nin ilkini 11 Kasım’da gerçekleştireceğiz. Ayrıca İstanbul Sinema Müzemiz 10 Kasım tarihinde Kırgız sinemasının 80. yılı vesilesiyle bir resepsiyona 11 Kasım tarihinde Özbek Günü etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Gerçekten hem katılım hem içerik hem de etkinlik noktasında dolu dolu bir festival bizleri bekliyor. Ayrıntıları merak edenler için ‘korkutatafilmfestivali.com’ internet adresinden bütün detaylara ulaşılabileceği bilgisini de sizlerle ve halkımızla paylaşmak istiyorum.” diye konuştu.

“Sinema kanununda yaptığımız değişiklikler Türkiye’nin bir sinema ülkesi olması için bütün yolları açmış”

Bakan Ersoy, kültürel diplomaside sinemanın önemine dikkati çekerek, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Malumunuzdur ki diplomasi farklı şekilde işleyen alt dallara sahip bir kavramdır. Bu dallardan kültürel diplomasi ile temelde hedeflenen ülke algısını en doğru şekilde oluşturmak, kültür öğeleri üzerinden istenen başlıklarda gerçek bilgiyi birinci elden kitlelere ulaştırmaktır. Belki de en önemlisi tüm bunları karşınızdaki insanların verilen enformasyonu dinlemesini, izlemesini ve kabul etmesini sağlayacak, hiç olmazsa ön yargıları sarsarak bilinen söylemlerin karşıtlarını araştırma ve dinleme eğilimi oluşturacak şekilde yapabilmektir. Bunu başarmada sanatın gücü hayret ve hayranlık uyandıracak derecede büyüktür.

‘Sanat, sanat için midir? Yoksa sanat insan için midir?’ tartışmasını ustalara bırakıyorum. Ancak sanatın insan üzerindeki etkisini görmezden gelmek mümkün değil. Sanat eğer bir insanın doğru bilgiye ulaşmasında etkili oluyorsa bunu ciddi bir şekilde ele almak ve kullanmak önemlidir. Dünyanın ve insanlığın bir gözden ve bir noktadan değil bin bir bakış açısıyla her yönden görebilmeye ihtiyacı var. Bu noktada Türk dünyasının söyleyecek çok sözü, insanlıkla paylaşacağı çok birikimi ve zenginliği var. Sinemayla ve genel olarak sanatla bunları arzulanan kitlelere ulaştırmak mümkün. Hal böyleyken bu denli güçlü ve değerli bir alanın göz ardı edilmesi düşünülemez.

Türkiye’de son 19 yıllık sürece baktığınızda, bu farkındalığın eyleme dönüştüğünü çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Sinemaya verilen destek bu süreçte 45 kattan fazla artmış ve 5,4 milyon dolardan 246 milyon dolara çıkartılmıştır. 2018-2021 arası sadece üç yıllık dönemde destek verdiğimiz proje sayısı 1.360, destek miktarı ise 284 milyon liradır. Bu desteklerle birlikte 2002 yılında gösterime giren yerli film sayısı 9 iken, pandemi öncesi dönemde 180’e kadar yükselmiş, 2 milyon olan yerli film izleyici sayısı da 33 milyona ulaşmıştır. Sinema kanununda yaptığımız değişiklikler Türkiye’nin bir sinema ülkesi olması için bütün yolları açmış, bugün bu festivalle ön ayak olmaya çalıştığımız ortak çalışmalar için de önemli kolaylıkları ve düzenlemeleri hayata geçirmiştir. Üretilen film sayısındaki muazzam artıştan tutun da insanımızın sinemaya ilgisi ve dolayısıyla gişe rakamlarının büyümesine kadar bütün bu adımlarımızın meyvelerini toplamaktayız ve yarın bugünden daha fazlasına ulaşacağımızdan şüphemiz yok. Başarıyı dost ve kardeş ülkelerimizle paylaşmak ve birlikte daha büyük başarılara ulaşmanın ise bizler için her zaman ciddi bir hedef ve mutluluk vesilesi olacağını da özellikle vurgulamak istiyorum.”

Daha Fazla haber

Türkiye

Dünya3 sene ago

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Yatırım Forumu’na katıldı

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Turizm Yatırım Forumu’nun...

Güncel3 sene ago

“Sahip olduğumuz güçlü temelin üzerine bilimin, teknolojinin, tekniğin yardımıyla hayal ettiğimiz ortak geleceğimizi inşa edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yerel Yönetimler Gençlik Festivali’nde yaptığı konuşmada, “Biz kimsenin rengine, kimliğine, kişiliğine, şekline, karakterine bürünmeyeceğiz. Tam tersine kendi rengimizi...

Dünya3 sene ago

AKM’NİN ANA OPERA SALONUNA TÜRK TELEKOM’UN ADI VERİLDİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Telekom arasında ile “AKM Bağış ve Destek Sözleşmesi” imzalandı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile...

Dünya3 sene ago

MÜZİĞİN SINIRLARI AŞAN GÜCÜ… FRIEDER BERNIUS İLK DEFA TÜRKİYE’DE!

50 yılı aşkın bir süredir, kurduğu korolar, orkestralar ve liderlik ettiği festivaller ile klasik müzik dünyasının en etkili isimlerinden Frieder...

Dünya3 sene ago

BAKAN MEHMET NURİ ERSOY, “KORKUT ATA TÜRK DÜNYASI FİLM FESTİVALİ”NİN AYRINTILARINI AÇIKLADI

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen “Beyoğlu Kültür Yolu Festivali” kapsamında gerçekleştirilecek “Korkut Ata Türk Dünyası...

Dünya3 sene ago

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan sinemaya 65 milyon 450 bin liralık destek

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2021 yılının son destekleme kurulu toplantısında sinema sektörüne 18 proje için 17 milyon 450 bin lira...

Dünya3 sene ago

Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “FORMULA 1’e Daha fazla destek vermeye hazırız

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak,...

Dünya3 sene ago

RAMADA PLAZA BY WYNDHAM MARDİN

Türkiye Turizm Otelleri yazı dizimde Mardin Ramada Plaza By Wyhdham Mardin Oteli tanıtalım Ramada Plaza by Wyndham Mardin 2019 yılında...

Dünya3 sene ago

GÜNGÖR OTTOMAN PALACE -HATAY

Türkiye Oteller tanıtım yazı dizimde Hatay Güngör Ottoman Palace Modern insanın sürekli bir yere, bir şeye, birisine yetişme telaşı, iş...

Dünya3 sene ago

TÜRKSOY KÜLTÜR BAKANLARI DAİMİ KONSEYİ 38. DÖNEM TOPLANTISI ÖZBEKİSTAN’DA YAPILDI

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Kültür Bakanları Daimi Konseyi 38. Dönem Toplantısı Özbekistan’ın Hive şehrinde gerçekleştirildi. Toplantıda, Türk Konseyi Genel...

REKLAMLAR
Kasım 2021
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  


Genç Turizm

seers cmp badge